Yoksulluk, beslenme, giyinme, barınma, sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması için yeterli gelire sahip olamama durumudur. Ülkemizde yoksulluk sayısı birkaç yıldan bu yana maalesef artış göstermektedir.

Yoksulluğun önlenebilmesi; millî gelirin eşit şekilde dağılımı, maaş ve ücretlerin enflasyonun üzerinde seyretmesine bağlıdır. Bir ülkede gelir adaletsizliği olduğu müddetçe yoksul sayısının azalması mümkün değildir.

Ülkemizde yoksul sayısı her geçen yıl artış göstermektedir. Zaten yapılan sosyal yardım sayısı bu tezi ispatlamaktadır. Yaklaşık dört milyon aile devlet desteği ile yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Dört milyon aile ise 16 milyon kişi demektir ve önemli bir rakamdır.

Açlık ve yoksulluk sınırı hesaplamaları her ay çeşitli kurumlar tarafından yapılarak kamuoyu ile paylaşılmaktadır. Fakat bu hesaplamaların neden yapıldığı nerede kullanıldığı belli değildir. Çünkü ülkemizde asgari ücret bile genellikle açlık sınırının altında kalıyor. Emekliler ise her dönem olduğu gibi yabana atılıyor. En düşük emekli maaşım alanlar veya daha düşük maaş alanlar yukarıdaki tabloya göre açlıkla mücadele ederek yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Asgari ücret, adı üstünde verilmesi gereken en düşük ücret demek olduğuna göre memurlara, asgari ücretlilere yüksek oranda zam verilerek emeklilere sadece çok az bir zam ile yetinmek hatta bazılarına hiç zam vermemek nasıl açıklanabilir. Hangi hesaba hangi mantığa uygundur bilen varsa açıklasın.

Milli gelirden en az pay alan kesim en düşük gelire sahip %20 lik kesimdir ve bu oran sürekli benzerlik göstermektedir. İşte bu gelir adaletsizliği düzelmedikçe yoksul sayısı da artmaya devam edecektir.

Emeklilik, bedeli peşin ödenmiş bir haktır ve hiçbir zaman açlığa terk edilecek bir kesim olmamalıdır. Yıllarca gece gündüz çalışarak devlete prim ödedikten sonra düştükleri durum hiçbir şekilde kabul edilemez.

Verilen emekli ve asgari ücret zamları, birkaç yıldan bu yana yaşadığımız yüksek enflasyon döneminde maalesef daha ilk maaşlar alınmadan enflasyona yenik düşmekte, alım gücü her geçen gün azalmakta, hayat pahalılığı her geçen gün artmaktadır. Durum böyle olunca ülkemizdeki yoksul sayısı da giderek artmaktadır.

Aşağıda TÜİK tarafından yayınlanan 2023 yılı sosyal koruma istatistiklerini okuyabilirsiniz.

Sosyal korumaya 2 trilyon 693 milyar 497 milyon TL harcandı

Sosyal koruma harcaması 2023 yılında bir önceki yıla göre %108,6 artış göstererek 2 trilyon 693 milyar 497 milyon TL oldu. Bu harcamanın %98,2’sini 2 trilyon 645 milyar 267 milyon TL ile sosyal koruma yardımları oluşturdu. Sosyal koruma yardımlarında ise en büyük harcama 1 trilyon 175 milyar 190 milyon TL ile emekli/yaşlılara yapılan harcamalar oldu. Bunu 809 milyar 343 milyon TL ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları takip etti.

GSYH’nin %10,1’ini sosyal koruma harcamaları oluşturdu

Sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı 2023 yılında %10,1 oldu. Sosyal koruma yardımlarının GSYH içindeki payı ise %10,0 olarak gerçekleşti. Risk/ihtiyaç grupları bazında bakıldığında, emekli/yaşlılara yapılan harcamaların %4,4 ile en büyük paya sahip olduğu görüldü. Bunu, %3,0 ile hastalık/sağlık bakımı harcamaları ve %1,0 ile dul/yetim harcamaları takip etti.

Sosyal koruma yardımlarının %13,3’ü şartlı olarak verildi

Şartlı yardımlar içinde en büyük payı %51,2 ile aile/çocuk yardımları oluşturdu. Bunu %17,7 ile engelli/malul yardımları ve %13,4 ile hastalık/sağlık bakımı yardımları takip etti.

Sosyal koruma yardımlarının %63,0’ı nakdi olarak verildi

Nakdi yardımlarda en büyük payı %70,1 ile emekli/yaşlılara yapılan yardımlar oluşturdu. Bunu %15,4 ile dul/yetim yardımları ve %5,4 ile aile/çocuk yardımları takip etti.

Sosyal koruma gelirlerinin %39,6’sını devlet katkıları oluşturdu

Sosyal koruma gelirlerinin %39,6’sını devlet katkıları, %29,7’sini işveren sosyal katkıları ve %23,9’unu koruma kapsamındaki bireyler tarafından yapılan sosyal katkılar oluşturdu.

Sosyal koruma kapsamında maaş alan kişi sayısı 16 milyon 893 bin kişi oldu

Ülkemizde sosyal koruma kapsamında emekli/yaşlı, dul/yetim ve engelli/malul maaşı alan kişi sayısı 2022 yılında 14 milyon 851 bin iken, %13,8 artarak 2023 yılında 16 milyon 893 bin kişiye yükseldi. Sosyal koruma kapsamında maaş yardımı sayısı 2022 yılında 15 milyon 630 bin iken, 2023 yılında 17 milyon 719 bine yükseldi.

AÇIKLAMALAR

Sosyal koruma harcaması; sosyal koruma yardımları, idari masraflar ve diğer harcamalardan oluşmaktadır. Sosyal koruma yardımları 8 risk/ihtiyaç grubu; hastalık/sağlık bakımı, engelli/malul, emekli/yaşlı, dul/yetim, aile/çocuk, işsizlik, konut ile

Kaynak: TÜİK

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com